#Toplumsal Cinsiyet/Kadın hakları
#Toplumsal Cinsiyet/Kadın hakları
Toplumsal cinsiyet eşitliği bir insan hakkıdır. Herkes, algılandığı ya da hissettiği cinsiyet ya da toplumsal cinsiyet sebebiyle zulme, ayrımcılığa, şiddete ve diğer hak ihlallerine uğramadan yaşama hakkına sahiptir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği bir insan hakkıdır. Herkes algılandığı ya da hissettiği cinsiyet veya toplumsal cinsiyet sebebiyle zulme, ayrımcılığa, şiddete ve diğer hak ihlallerine uğramadan yaşama hakkına sahiptir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği, feminizm ve kadının insan hakları alanlarında çalışan her toplumsal cinsiyetten insan hakları savunucuları toplumsal cinsiyete dayala ve cinsiyetçi tehditlerle karşılaşır. İlaveten, kadın insan hakları savunucuları her savunucunun karşılaştığı tehditlerin yanı sıra kadın oldukları için genellikle ağırlıklı olarak cinsiyetçi karalama kampanyaları, cinsiyete dayalı şiddet ve tecavüz gibi toplumsal cinsiyet temelli saldırılara da maruz kalırlar.
Her toplumsal cinsiyetten insan hakları savunucuları kadın hakları mücadelesinde yer alır ama kadın olarak tanımlananlar özellikle ve daha fazla risk altındadır. Cinsiyetçi karalama kampanyaları, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve cinsiyetçi ayrımcılık, her konuda çalışan kadın insan hakları savunucularını etkiler ve eğer kendi topluluklarında kadın hakları için seslerini yükseltiyorlarsa bunlar daha da şiddetlidir.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan çok sayıda uluslararası sözleşme ve belge bulunur. Bunlardan bazıları: "kadın hakları sözleşmesi" olarak bilinen Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiyesine Dair Sözleşme (CEDAW) ve ek protokolü; hükümetlerin kadın haklarına ilişkin taahhütlerini sıralayan Beijing Bildirgesi ve Eylem Platformu (PFA); BM Güvenlik Konseyi'nin 2000 yılında savaşın kadınlar üzerindeki etkisini kabul ederek kadınların çatışma önleme ve çözümlemedeki rolünün artırılması ihtiyacını teyid eden kadın, barış ve güvenlikle ilgili 1325 nolu kararı. Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çabalarla uyumlu olarak BM Kadın Birimi de, tüm kalkınma faaliyetlerinde "toplumsal cinsiyetin anaakımlaştırılması", yani "tüm çalışmalarda toplumsal cinsiyet bakış açısının sağlanması ve toplumsal cinsiyet hedefine özen gösterilmesini" yaklaşımını teşvik eder.