Back to top

Veli Acu Tutuklandı

Durum: 
Serbest bırakıldı
Durum Hakkında

3 Temmuz 2020 tarihinde, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Ekim 2017'den beri görülen ve on bir insan hakları savunucusunun yargılandığı davaya ilişkin kararını verdi. Mahkeme, Taner Kılıç'a “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verirken, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran ise “silahlı bir terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek ”suçundan 1 yıl 13 ay (sic) hapis cezasına çarptırıldı. Söz konusu örgüt, Türk hükümeti tarafından Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapısı (FETO / PDY) olarak adlandırıldı.

25 Ekim 2017'de İstanbul 10, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmalarının ardından serbest bırakıldı.

https://www.frontlinedefenders.org/tr/statement-report/istanbul-10-relea...

 

Veli Acu Hakkında

Veli AcuVeli Acu ve Günal Kursun, ülke çapında insan hakları ihlallerini izleyen İnsan Hakları Gündemi Derneği için çalışıyor.

8 Temmuz 2020
Büyükada davasında dört insan hakları savunucusu mahkûm edildi, yedisi beraat etti

3 Temmuz 2020 tarihinde, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Ekim 2017'den beri görülen ve on bir insan hakları savunucusunun yargılandığı davaya ilişkin kararını verdi. Mahkeme, Taner Kılıç'a “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verirken, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran ise “silahlı bir terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek ”suçundan 1 yıl 13 ay (sic) hapis cezasına çarptırıldı. Söz konusu örgüt, Türk hükümeti tarafından Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapısı (FETO / PDY) olarak adlandırıldı.

Mahkeme Ali Gharavi, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Peter Steudtner ve Şeyhmus Özbekli'nin yanı sıra, savcının talebinin aksine Nejat Taştan ve Veli Acu'nun de beraatlerine hükmetti.

Karar oybirliğiyle alınmadı. Heyetteki üç hâkimden biri, dört sanığın da, aleyhindeki suçlamalar doğrulanmadığından beraat ettirilmesi gerektiğini söyleyerek karara karşı çıktı ve ayrıntıları gerekçeli kararda açıklayacağını belirtti. Dört insan hakları savunucusu karara itiraz edecek.

Mahkemenin bu kararı, on insan hakları savunucusunun Büyükada'daki bir çalıştay sırasında gözaltına alınmalarından tam üç yıl, savcının altı hak savunucusunun cezalandırılmalarını istediği mütalaasını vermesinden yedi ay sonra geldi.

19 Şubat 2020 tarihindeki duruşmada 11 hak savunucusundan yalnızca altısının beyanlarını dinleyen mahkeme, duruşmayı 3 Nisan'a ertelemişti. Daha sonra, pandemi sebebiyle 3 Temmuz 2020 tarihine ertelenen son duruşmada, beyanlarını henüz mahkemeye sunmamış olan dört insan hakları savunucusu ve avukatları konuştu.

Duruşma sırasında tüm hak savunucuları ve avukatlar mahkemeye, aleyhteki tüm iddiaların kanıtlanamadığını ve gerek uzmanlar tarafından gerekse savunmanın mahkemeye sunduğu ancak iddia makamının gözardı ettiği delillerle defalarca çürütüldüğünü hatırlattı.

Tüm hak savunucuları beyanlarında insan hakları savunucularının korunmasına ilişkin bölgesel ve uluslararası standartlara atıf yaptılar ve "Büyükada davasıyla Türkiye'de sivil topluma adalet, insan hakları ve özgürlükler için çalışmanın hoş karşılanmadığı ve tahammül edilmeyeceğine dair açık bir uyarı yapıldı" mesajını verdiler.

Front Line Defenders uydurma ve asılsız delillere dayandırılan bu hapis cezalarını kınamakta ve Türkiye hükümetine insan hakları savunucularına, sivil topluma ve gazetecilere zulmetmekten vazgeçmesi için çağrıda bulunmaktadır.

12 Temmuz 2017
İnsan hakları savunucularının gözaltı süresi yedi gün daha uzatıldı

11 Temmuz 2017 tarihinde, insan hakları savunucuları, Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Ali Gharavi ve Peter Steudtner'ın gözaltı süresi savcılık kararıyla yedi gün daha uzatıldı.

Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli ve Özlem Dalkiran, tüm Avrupa'da barış, demokrasi ve sivil toplumu teşvik eden bir organizasyon olan Helsinki Yurttaşlar Derneği için çalışıyor. İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi direktörüdür. Veli Acu ve Günal Kursun, ülke çapında insan hakları ihlallerini izleyen İnsan Hakları Gündemi Derneği için çalışıyor. İlknur Üstün, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların toplumsal yaşama katılımının artırılmasına odaklanan Kadın Koalisyonu’nun bir üyesidir. Nejat Tastan, eşitliği teşvik eden ve bağımsız seçim gözlemi yürüten bir sivil toplum örgütü olan Eşit Haklar İzleme Derneği'nde koordinatör. Ali Gharavi ve Peter Steudtner ise insan hakları savunucularını ve kalkınma örgütlerini desteklemek için Hollandalı Kalkınma Ajansı HIVOS ile işbirliği yapan İsveçli ve Alman  danışmanlardır.

11 Temmuz 2017 tarihinde, insan hakları savunucuları, Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Ali Gharavi ve Peter Steudtner'ın gözaltı süresi savcılık kararıyla yedi gün daha uzatıldı. Gözaltı emrinde silahlı terör örgütü üyeliği şüphesi ifade ediliyor. 10 ve 11 Temmuz 2017 tarihleri ​​arasında polis, gözaltına alınan savunucuların evlerinde arama yaptı ve alınan bilgilere göre, flaş disk ve sabit disklerin yanı sıra diğer elektronik ekipmanlara el konuldu. Soruşturmanın doğasına ilişkin açıklama yapılmamasına rağmen, savunuculara karşı Türk medyasının bazı kesimleri tarafından ve sosyal medya kanallarında insan hakları savunucularını "casuslarla" ilişkilendiren bir karalama kampanyası yapıldı.

5 Temmuz 2017 sabahı, Büyükada, Ascot Hotel’de Türk insan  hakları savunucuları için Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından düzenlenen bir atölye çalışmasına Türk polisi tarafından baskın düzenledi. Bütünsel güvenlik konulu 5 günlük atölye çalışması, 2 Temmuz 2017 tarihinde başladı. Atölye çalışmasına katılan on insan hakları savunucusu, Nalan Erkem, Şeyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Ali Gharavi ve Peter Steudtner polis tarafından gözaltına alındı. Savunucular iki gruba ayrıldı; sekiz Türk savunucu daha sonra İstanbul'da farklı polis karakollarına götürülürken, iki yabancı Büyükada Karakolunda kaldı. Gözaltıların ardından 24 saat boyunca insan hakları savunucularının aileleriyle iletişim kurmasına izin verilmedi.

Front Line Defenders, insan haklarının savunulmasına yönelik faaliyetlerine ilişkin gözaltına alındıklarına inanılan söz konusu on insan hakları savunucusunun keyfi olarak gözaltına alınması ve tutulmasına ilişkin son derece endişe duymaktadır.

6 Temmuz 2017
Türkiye'de sekiz insan hakları savunucusu gözaltına alındı

5 Temmuz 2017 tarihinde, Türkiye’de iki danışman ile birlikte sekiz insan hakları savunucusu, İstanbul, Büyükada’da gözaltına alındı. , Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kursun, İlknur Üstün ve Nejat Taştan ve iki danışman Ali Gharavi ile Peter Steudtner, bir atölye çalışması esnasında gözaltına alındı. Ali Gharavi ve Peter Steudtner'in Büyükada Polis Karakolu'nda tutulduğuna inanılıyor. Sekiz insan hakları savunucusunun tutulduğu yerler ise şu anda bilinmiyor.

Acil Çağrıyı İndir (PDF)

Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli ve Özlem Dalkiran, tüm Avrupa'da barış, demokrasi ve sivil toplumu teşvik eden bir organizasyon olan Helsinki Yurttaşlar Derneği için çalışıyor. İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi direktörüdür. Veli Acu ve Günal Kursun, ülke çapında insan hakları ihlallerini izleyen İnsan Hakları Gündemi Derneği için çalışıyor. İlknur Üstün, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların toplumsal yaşama katılımının artırılmasına odaklanan Kadın Koalisyonu’nun bir üyesidir. Nejat Tastan, eşitliği teşvik eden ve bağımsız seçim gözlemi yürüten bir sivil toplum örgütü olan Eşit Haklar İzleme Derneği'nde koordinatör. Ali Gharavi ve Peter Steudtner ise insan hakları savunucularını ve kalkınma örgütlerini desteklemek için Hollandalı Kalkınma Ajansı HIVOS ile işbirliği yapan danışmanlardır.

5 Temmuz 2017 sabahı, Büyükada’da bulunan Ascot Hotel’de Türk insan hakları savunucuları için Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından düzenlenen bir atölye çalışması Türk polisi tarafından baskına uğradı. Tüm katılımcılar tutuklandı ve daha sonra gözaltına alınarak çeşitli gözaltı merkezlerine götürüldü. İki danışman Ali Gharavi ve Peter Steudtner'in  ise Büyükada’da kimseyle görüştürülmeden tutulduklarına inanılıyor. Şu ana kadar avukatların onlara erişimi engellendi. Sekiz insan hakları savunucusunun tutuldukları yerler ise henüz doğrulanmadı; ancak Büyükada'dan İstanbul'a götürüldüklerine inanılıyor.

Front Line Defenders, yukarıda bahsi geçen 8 insan hakları savunucusunun ve iki danışmanın gözaltına alınmasına ilişkin endişe duymakta ve bu kişilerin gözaltına alınmasının insan haklarının savunulmasına ilişkin sürdürdükleri meşru ve barışçıl faaliyetlerle ilişkili olduğuna inanmaktadır.

Front Line Defenders, Türkiye'deki yetkililere:

1. Front Line Defenders tarafından yalnızca insan haklarına ilişkin sürdürdükleri meşru ve barışcıl faaliyetleri dolayısıyla  tutulduklarına inanılan Nalan Erkem, Şeyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Ali Gharavi ve Peter Steudtner’i  derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması;

2. Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Ali Gharavi ve Peter Steudtner'in fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü ve güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirlerin alması;

3. Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kursun, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Ali Gharavi ve Peter Steudtner'in  Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1988 tarihli ve 43/173 sayılı Kararıyla kabul edilen Herhangi Bir Biçimde Tutulan veya Hapsedilen Kişilerin Korunması İçin Prensipler Bütünü’nde belirtilen şartlara uygun olarak tutulması;

4. Nalan Erkem, Seyhmuz Özbekli, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Veli Acu, Günal Kursun, İlknur Üstün, Nejat Tastan'ın aile ve avukatlarının tutuldukları yerler hakkında derhal bilgilendirilmesi ve kısıtlama getirilmeksizin avukatlarına erişimlerine izin verilmesi ile Ali Gharavi ve Peter Steudtner’in de  avukatlarına derhal ve kısıtlama getirilmeksizin erişimine izni verilmesi;

5. Türkiye’deki bütün insan hakları savunucularının korku duymaksızın, engel ve misillemelerle karşılaşmaksızın, her koşulda meşru olarak insan haklarına ilişkin faaliyetlerini sürdürebilmesinin garanti altına alınması çağrısında bulunmaktadır.