Back to top
2 Mayıs 2017

Susmayacak ve Susturulamayacak Sesler

Kazım Kızıl 17 Nisan günü İzmir’de yapılan protestoları filme almak üzere bir gösteriye gitti. İnsanlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a geniş yeni yetkiler veren anayasa referandumunu oylamasındaki aykırılıkları protesto etmek için toplanmıştı.

Ancak protesto eylemi, polisin müdahale ederek yaklaşık 20 kişiyi gözaltına alması sebebiyle uzun süremedi. Gözaltına alınanlardan biri Kazım’dı. Belli ki Kazım’ın kamerası onlar için bir tehditti: Türk yetkililer baskı operasyonunu kimsenin belgelemesini istemiyordu.

Kazım o günden beri Menemen Cezaevinde tutuklu. Gözaltına alındıktan dört gün sonra “Cumhurbaşkanına hakaret”le suçlandı: savcıya göre, gösterilerden önce yazdığı tweetler Erdoğan’a hakaret içeriyordu. Yetkililer Kazım’a ne tahmini tutukluk süresini ne de davanın ne zaman başlayacağını söylediler.

Bir video-aktivist ve fotoğrafçı olan Kazım direniş ve mücadele öykülerini görüntülüyor, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini belgeliyordu. Bu çalışmaları yüzünden gözaltına alınabileceğini biliyordu ama o asla vazgeçmedi.

Tüm dünyada, Kazım gibi insan hakları savunucuları yetkilileri yaptıklarından sorumlu tutmak, insan hakları ihlallerini belgelemek ve önlemek, şiddet içermeyen protesto gösterilerine ve sosyal hareketlere destek vermek ve ifade özgürlüğü hakkı için mücadele etmek için sözcüklerini ve çektikleri görüntüleri kullanıyorlar. Sıklıkla gözaltına alınsalar, itibarsızlaştırılsalar, suçlansalar ve saldırıya uğrasalar da, yazarak, film ve fotoğraf çekerek yetkililerin gizlemek istediklerini belgelemeye ve yayımlamaya devam ediyorlar.

Front Line Defenders Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Kazım Kızıl’ın ve susturulmayı reddeden tüm insan hakları savunucularının mücadelelerini onurlandırmaktadır.

Direnişi belgelemek

Kazım Kızıl bir belgesel film yapımcısı ve video aktivist. 2013’teki Gezi Parkı eylemleri sırasında, toplumsal direniş hareketlerinin belgelenmesini amaçlayan Kamera Sokak adlı bir yurttaş gazeteciliği ağı başlattı. Gösterileri çekerken defalarca kez gözaltına alındı ve saldırıya uğradı; polis kamerasına el koydu.

2015’te, Yırca köylülerinin zeytin ağaçlarını ve topraklarını kurulması planlanan hidroelektrik santraline karşı korumak için yürüttükleri başarılı direnişin öyküsünü anlattığı “Ölmez Ağaç: Yırca Direnişi” adlı filmi yaptı.

Kazım ayrıca mülteciler, iklim değişikliği ve çocuk işçiler gibi çeşitli insan hakları meseleleriyle ilgili birçok kısa film de üretti. Meslektaşlarının deyimiyle “her tür direniş, gösteri ve sosyal harekette kamerasıyla yer aldı — orada olamayanların gözleri ve kulakları oldu”.

Ses çıkarmaya cüret ettikleri için hapisteler

Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana Türkiye’de insan haklarının durumu ciddi anlamda kötüleşti. İfade özgürlüğüne çok ağır kısıtlamalar getirildi ve Gazetecileri Koruma Komitesi’nin verilerine göre 2016’da 81 gazeteci hapsedildi — bu rakam diğer tüm ülkelerden daha yüksek. Uluslararası Af Örgütü’ne göre an itibariyle Türkiye’de 120 gazeteci hapiste tutuluyor.

Beş ay içinde 175’ten fazla medya kuruluşu kapatıldı ve artık birçok basın organı hayatta kalabilmek için oto-sansür uyguluyor. 29 Nisan günü Türk yetkililer “milli güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle Wikipedia’ya bile erişim yasağı getirdiler.

Türkiye yasalarındaki terör tanımının kapsamının çok geniş olması sebebiyle, çok sayıda insan hakları savunucusu ve gazeteci genellikle Kürt meselesiyle ilgili haber ve görüşlerini dile getirdikleri için terör bağlantılı suçlar kapsamında gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.