Back to top

Türkiye: Dört insan hakları savunucusu altı yıl sonra beraat etti

Durum: 
Beraat
Vaka Hakkında

6 Haziran 2023 tarihinde İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden görülen ve #Istanbul10 olarak da bilinen Büyükada Davasında tüm insan hakları savunucuları açısından beraat kararı verdi. Yargıtay'ın 22 Kasım 2022 tarihinde insan hakları savunucularına verilen cezaları bozması sebebiyle yargılama yeniden görülmeye başlamıştı. İlk derece mahkemesi 5 Temmuz 2017 tarihindeki polis baskınıyla gözaltına alınan Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkında ‘terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan, 6 Haziran 2017 tarihinde gözaltına alınan Taner Kılıç hakkında ise ‘silahlı terör örgütüne üye olmaktan’ hüküm kurmuştu.

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, aylık tutukluluk incelemesinin ardından 15 Ağustos 2018’de insan hakları savunucusu Taner Kılıç’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme ayrıca Taner Kılıç hakkında yurtdışı çıkış yasağı koydu. Kendisi 14 ayı aşkın süredir tutuklu bulunuyordu. Taner Kılıç ve 10 insan hakları savunucusunun “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlandığı dava hala devam ediyor. Taner Kılıç suçlu bulunduğu takdirde 15 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilebilir.

31 Ocak 2018 tarihinde, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın tahliyesine karar verdi. Savcı ise bu karara itirazda bulundu ve 1 Şubat 2018 tarihinde Taner Kılıç, 21 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan bir sonraki duruşmaya kadar tekrar tutuklandı.

Taner Kılıç Hakkında

taner_kilic.jpgTaner Kılıç, avukat, insan hakları savunucusu ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı. Kendisi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin de kurucularından biri. Kılıç,Türkiye’de mülteci hakları üzerine yapmış olduğu çalışmalarla iyi bilinen bir isim. Kendisi, 2008 -2014 yılları arasında İzmir’de bulunan Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı  da yapmıştı.

14 Haziran 2023
Türkiye: Dört insan hakları savunucusu altı yıl sonra beraat etti

6 Haziran 2023 tarihinde İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden görülen ve #Istanbul10 olarak da bilinen Büyükada Davasında tüm insan hakları savunucuları açısından beraat kararı verdi. Yargıtay'ın 22 Kasım 2022 tarihinde insan hakları savunucularına verilen cezaları bozması sebebiyle yargılama yeniden görülmeye başlamıştı. İlk derece mahkemesi 5 Temmuz 2017 tarihindeki polis baskınıyla gözaltına alınan Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkında ‘terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan, 6 Haziran 2017 tarihinde gözaltına alınan Taner Kılıç hakkında ise ‘silahlı terör örgütüne üye olmaktan’ hüküm kurmuştu.

Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran 5 Temmuz 2017 tarihinde Büyükada’da dijital güvenlik ve esenlik ile ilgili bir atölye sırasında gözaltına alınan on hak savunucu arasındaydı. On üç günlük gözaltı süresinin ardından, 17 Temmuz 2017 gününün sabah saatlerinde on insan hakları savunucusundan altısı çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanmış, 6 Haziran 2017 tarihinden beri tutuklu olan Taner Kılıç ise Ekim 2017’de hazırlanan Büyükada Davasının iddianamesine on birinci sanık olarak eklenmişti.

Savcı, 1 Haziran 2023 tarihinde mahkemeye sunduğu mütalaasında Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkında isnat edilen suçu işlediklerine dair dosyada somut delil bulunmamasından beraat kararı isterken, Taner Kılıç hakkında ise Kılıç’ın telefonunun Gülen Cemaati üyelerinin kullandığı belirtilen ByLock isimli sohbet programının kullandığı IP’lerden sinyal aldığını iddia ederek cezalandırılmasını talep etti. Oysa alınan bilirkişi raporu ByLock uygulamasına tahsis edilen IP adreslerinden gelen sinyal trafiğinin bu program kaynaklı olup olmadığının belirlenemeyeceğini ve dolayısıyla bu uygulamayı kullandığına dair kesin delil sağlamadığını daha evvel belirtmişti.

Taner Kılıç mahkemede sunduğu beyanda ByLock uygulaması kullandığı iddiasını çürüten dört farklı uzman görüşüne rağmen halen masumiyetini kanıtlamak için mücadele ettiğini söyledi. İnsan hakları savunucu mahkemeye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin oy birliği ile aldığı ve tutuklanmasının keyfi ve hukuka aykırı olduğu kararını hatırlatarak hakkında beraat kararı verilmesini istedi.

Günal Kurşun, gözaltına alındıkları ilk günden itibaren insan hakları savunucuları hakkında yapılan yaygın karalama kampanyası ve hedef göstermelere değinerek ‘Önce ajandık, vatan hainiydik. Sonra terör örgütü üyesi olmamakla birlikte teröre yardımla suçlandık. Geçen hafta gelen mütalaada ise beraatımız isteniyor. Bu yargının durumunu açıkça gösteriyor’ dedi. Tek faaliyetinin insan hakları savunuculuğu olduğunu söyleyerek sözlerini tamamlayan Kurşun ‘Aynı faaliyetleri bugün de yaparım, yapıyorum da zira hala bir insan hakları savunucuyum’ dedi.

Avukatların esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmalarını tamamlamasının ardından mahkeme tüm insan hakları savunucuları hakkında yöneltilen suçu işlediklerini gösteren sabit delil olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. Karara karşı tüm tarafların yedi gün içinde itiraz etme hakkı bulunuyor.

8 Temmuz 2020
Büyükada davasında dört insan hakları savunucusu mahkûm edildi, yedisi beraat etti

3 Temmuz 2020 tarihinde, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Ekim 2017'den beri görülen ve  on bir insan hakları savunucusunun yargılandığı davaya ilişkin kararını verdi. Mahkeme, Taner Kılıç'a “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verirken, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran ise “silahlı bir terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek ”suçundan 1 yıl 13 ay (sic) hapis cezasına çarptırıldı. Söz konusu örgüt, Türk hükümeti tarafından Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapısı (FETO / PDY) olarak adlandırıldı.

Mahkeme Ali Gharavi, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Peter Steudtner ve Şeyhmus Özbekli'nin yanı sıra, savcının talebinin aksine Nejat Taştan ve Veli Acu'nun da beraatine hükmetti.

Karar oybirliğiyle alınmadı. Heyetteki üç hâkimden biri, dört sanığın da, aleyhindeki suçlamalar doğrulanmadığından beraat ettirilmesi gerektiğini söyleyerek karara karşı çıktı ve ayrıntıları gerekçeli kararda açıklayacağını belirtti. Dört insan hakları savunucusu kararı istinafa taşıyacak.

Mahkemenin bu kararı, on insan hakları savunucusunun Büyükada'daki bir çalıştay sırasında gözaltına alınmalarından tam üç yıl, savcının altı hak savunucusunun cezalandırılmalarını istediği mütalaasını vermesinden yedi ay sonra geldi.

19 Şubat 2020 tarihindeki duruşmada 11 hak savunucusundan yalnızca altısının beyanlarını dinleyen mahkeme, duruşmayı 3 Nisan'a ertelemişti. Daha sonra, pandemi sebebiyle 3 Temmuz 2020 tarihine ertelenen son duruşmada, beyanlarını henüz mahkemeye sunmamış olan dört insan hakları savunucusu ve avukatları konuştu.

Duruşma sırasında tüm hak savunucuları ve avukatlar mahkemeye, aleyhteki tüm iddiaların kanıtlanamadığını ve gerek uzmanlar tarafından gerekse savunmanın mahkemeye sunduğu ancak iddia makamının gözardı ettiği delillerle defalarca çürütüldüğünü hatırlattı.

Tüm hak savunucuları beyanlarında insan hakları savunucularının korunmasına ilişkin bölgesel ve uluslararası standartlara atıf yaptılar ve "Büyükada davasıyla Türkiye'de sivil topluma adalet, insan hakları ve özgürlükler için çalışmanın hoş karşılanmadığı ve tahammül edilmeyeceğine dair açık bir uyarı yapıldı" mesajını verdiler.

Front Line Defenders uydurma ve asılsız delillere dayandırılan bu hapis cezalarını kınamakta ve Türkiye hükümetine insan hakları savunucularına, sivil topluma ve gazetecilere zulmetmekten vazgeçmesi için çağrıda bulunmaktadır.

 

16 Ağustos 2018
Taner Kılıç tahliye edildi

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, aylık tutukluluk incelemesinin ardından 15 Ağustos 2018’de insan hakları savunucusu Taner Kılıç’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme ayrıca Taner Kılıç hakkında yurtdışı çıkış yasağı koydu. Kendisi 14 ayı aşkın süredir tutuklu bulunuyordu. Taner Kılıç ve 10 insan hakları savunucusunun “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlandığı dava hala devam ediyor. Taner Kılıç suçlu bulunduğu takdirde 15 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilebilir.

Taner Kılıç 6 Haziran 2017’de tutuklanmıştı. 31 Ocak 2018 tarihinde İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tahliye kararı verilen insan hakları savunucusu, savcının talebi ve İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile henüz cezaevinden tahliye edilmeden yeniden tutuklanmıştı. Taner Kılıç’a karşı yöneltilen suçlamalar gizli tanığın ifadesi ile Taner Kılıç’ın ByLock uygulamasını telefonuna indirdiği ve Bank Asya’da hesap açtığı iddialarına dayanıyor. 21 Haziran 2018 tarihli duruşma sırasında gizli tanık suçlamalara sebep olan konuşmaları “tuvalete gidip gelirken” “bölük pörçük” bir şekilde duyduğunu ifade etmişti. Ayrıca aynı duruşmadan önce savcılığa sunulan ikinci polis raporu da Taner Kılıç’ın telefonunda yapılan inceleme sonucu ByLock uygulamasının indirildiğine dair hiçbir ize rastlanmadığını teyit etmişti. Bu bulgu, daha önce mahkemeye sunulan bir adet polis raporunu ve bağımsız dört raporu doğrular nitelikteydi. Taner Kılıç’ın iddia edilen suçları işlediğine yönelik güvenilir nitelikte hiçbir kanıt olmamasına rağmen mahkeme Taner Kılıç’ın tutukluluğunun devamına karar vermişti.

Front Line Defenders, Taner Kılıç’ın serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılasa da kendisi ve 10 insan hakları savunucusuna karşı yöneltilen asılsız suçlamalar hakkında büyük endişe duymaktadır. Taner Kılıç ve 10 hak savunucusu, yalnızca meşru ve barışçıl yollardan sürdürdüğü insan hakları faaliyetleri sebebiyle suçlamalarla karşılaşmıştır. Front Line Defenders Türkiye’deki yetkililere, Taner Kılıç ve 10 hak savunucusuna karşı yöneltilen tüm suçlamaların derhal ve koşulsuzca düşürülmesi çağrısında bulunmaktadır.

22 Haziran 2018
Mahkeme Taner Kılıç’ın tutukluluğunun devamına karar verdi

21 Haziran 2018, Perşembe günü Taner Kılıç ve 10 insan hakları savunucusunun yargılandığı davanın dördüncü duruşması İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Taner Kılıç’ın avukatının tahliye talepleri mahkeme tarafından tutukluluğun devamını destekleyen delillerin yokluğuna rağmen reddedildi. Bir sonraki duruşma 7 Kasım 2018’de görülecek.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı ve insan hakları avukatı olan Taner Kılıç 6 Haziran 2017’de tutuklanmıştı. Taner Kılıç ve aynı davada yargılanan 10 insan hakları savunucusu “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlanıyor ve suçlu bulundukları takdirde 10 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilebilirler. 31 Ocak 2018 tarihinde İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tahliye kararı verilen Taner Kılıç, savcının talebi ve İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile henüz cezaevinden tahliye edilmeden yeniden tutuklanmıştı. Taner Kılıç şu anda bu davada tutuklu olarak yargılanan tek sanıktır.

Taner Kılıç’a karşı yöneltilen suçlamalar gizli tanık ifadesi ile Taner Kılıç’ın ByLock uygulamasını telefonuna indirdiği ve Bank Asya’da hesap açtığı iddialarına dayanıyor. Duruşma sırasında gizli tanık suçlamalara sebep olan konuşmaları “tuvalete gidip gelirken” “bölük pörçük” bir şekilde duyduğunu ifade etti. Ayrıca duruşmadan önce savculığa sunulan ikinci polis raporu da Taner Kılıç’ın telefonunda yapılan inceleme sonucu ByLock uygulamasının indirildiğine dair hiçbir ize rastlanmadığını teyit etti. Bu bulgu, daha önce mahkemeye sunulan bir adet polis raporunu ve bağımsız dört raporunu doğrular nitelikte. Ancak, Taner Kılıç’ın iddia edilen suçları işlediğine yönelik güvenilir nitelikte hiçbir kanıt olmamasına rağmen mahkeme Taner Kılıç’ın tutukluluğunun devamına karar verdi. İzmir Şakran Cezaevi’nde tutulan Taner Kılıç, duruşmaya SEGBİS ile bağlandı.

Front Line Defenders Taner Kılıç’ın devam eden tutukluluk hali ve kendisi ile 10 insan hakları savunucusuna karşı yöneltilen asılsız suçlamalar hakkında büyük endişe duymaktadır. Taner Kılıç ve 10 hak savunucusu, yalnızca meşru ve barışçıl yollardan sürdürdüğü insan hakları faaliyetleri sebebiyle suçlamalarla karşılaşmış ve tutuklanmıştır. Front Line Defenders Türkiye’deki yetkililere, Taner Kılıç ve 10 hak savunucusuna karşı yapılan tüm suçlamaların derhal ve koşulsuzca düşürülmesi ve Taner Kılıç’ın serbest bırakılması çağrısında bulunmaktadır.

5 Şubat 2018
Taner Kılıç yeniden tutuklandı

31 Ocak 2018 tarihinde, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın tahliyesine karar verdi. Savcı ise bu karara itirazda bulundu ve 1 Şubat 2018 tarihinde Taner Kılıç, 21 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan bir sonraki duruşmaya kadar tekrar tutuklandı.

Acil Çağrı

31 Ocak 2018 tarihinde, Istanbul 10 olarak bilinen insan hakları savunucuları ile birlikte Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi  Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın üçüncü duruşması İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme, Taner Kılıç’ın yurtdışı çıkış yasağı konularak tahliyesine ve  Istanbul 10’un duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma tarihi ise 21 Haziran 2018 olarak belirlendi. Ancak savcı, mahkemenin kararına bir üst mahkeme olarak görev yapan İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti ve sonrasında Taner Kılıç için yakalama kararı çıkarıldı. Daha sonra ise  Kılıç, gözaltına alınarak hapishaneden bölgedeki jandarma karakoluna nakledildi.

1 Şubat 2018 günü, Taner Kılıç,  İzmir, Aliağa’da bulunan mahkemeye getirildi ve İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne video konferans aracılığıyla bağlandı. Mahkeme, 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını kabul etti ve Taner Kılıç’ın tutuklu yargılanmasına karar verdi.

Front Line Defenders, Türkiye’de yalnızca insan haklarının savunulması için sürdürdüğü meşru ve barışçıl faaliyetlerle ilişkili olarak suçlandığına inanılan Taner Kılıç’ın tekrar tutuklanmasını ve tutukluluk halinin devamını şiddetle kınamaktadır.